10 Aralık 2009 Perşembe

YAPITLARI (kısa bilgiler)

Açlık Sanatçısı
Bir trapez sanatçısı -çok iyi bilinir ki; çalışmaları büyük varyete tiyatrolarına ait kubbelerin yükseklerinde yapılan bu sanat, insanoğlu tarafından en zor kazanılan sanatlardandır- trapeze her çıkışında aynı cesareti gösterebilmek için, önce mükemmellik adına bir çaba, sonraları ise zorba bir alışkanlık olarak, hayatını bütün gün ve gece boyunca trapez üzerinde kalabilecek şekilde düzenlemişti. Zaten son derece ikincil olan bütün ihtiyaçları da onu aşağıdan seyrederek nöbetleşe çalışan ve gerekli olan her şeyi yukarıya gönderip almak için yapılmış özel bir kutu kullanan yardımcılar tarafından karşılanırdı.

Aforizmalar
Bu kitapta “Günah, ıstırap, umut ve doğru yol üzerine aforizmalar” ve “O: 1920 günlüğünden aforizmalar” başlıklarıyla iki ayrı bölümde yayınlanan aforizmaları Franz Kafka, Ekim 1917 ile Şubat 1920 arasında, kısa süre iki yaratıcılık döneminde yazmıştır. O tarihlerde Kafka’nın iç dünyası büyük yıkımlarla karşı karşıyaydı: vereme yakalandığını daha yeni öğrenmiş; uzatmalı nişanlısı Felice Bauer’den ayrılmış; 1908′den 1922′ye kadar çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Şirketi’nden hastalandığından ötürü uzun süreli bir izin almış ve ‘tek oğullarının’ ailesine ne evliliğini ne de ünlü bir yazar olarak kabul edildiğini görme mutluluğunu tattıramayacağını artık kabullenmişti.

Akbaba
Kafka’daki yüceltim, yaratısından daha az hayranlık uyandırıcıdır. Yapıtlarında tek bir insan türü vardır: Homo Domesticus. Hem Yahudi hem de Alman olan bu insan, ne kadar alçakgönüllü de olsa, herhangi bir dizgide yer almaya can atar; evrende, bir bakanlıkta, bir tımarhaneden ya da bir hapishane. Yalnızca amaç ve doğal çevre vazgeçilmezdir; ne masalın yüceltileri ne de ruhbilimsel irdeleme. Bu nedenle öyküleri romanlarından üstündür; bu nedenle, elimizdeki öykü seçkisinin, bu esişiz yazarın değerini tam olarak kavramamızı sağladığını söylemek doğru olur.

Amerika
Varoluşu, doğuştan yitirilmiş bir savaşım olarak gören Franz Kafka için yazma eylemi, kutsal bir börev, bir tür tapınma gibidir. İktidarın her türüyle çatışmayı yapıtlarının eksenine oturtan yazar, kendi varlığını ona kabul ettirmeyi de yansılar yapıtlarında. Rüyalar, simgeler, bilinçaltının işleyişi, ustalığının ortaya çıktığı ruh bilimsel alanlardır; yalnızlık, suçluluk duygusu, kişilik kaybı gibi haller, onun oluşturmaya çalıştığı bir tür İnsanlık Komedyasının bileşenleridir. Kayıp (Amerika) adlı anlatısı bu örgelerin uygulaması, bir tür “keşif” olarak da görülebilir.

Babama Mektuplar
Çok sevgili babacığım! Bana son günlerde bir ara, senden korktuğum gibi bir savı hangi nedenle ileri sürdüğümü sormuştun. Her zamanki gibi bir yanıt bulup verememiş, bu da işte biraz yine senden korkmamdan, biraz senden korkmamın nedeninin pek çok ayrıntıyı içermesinden, dolayısıyla bunları yarı buçuk da olsa sözle belirtemeyeceğimden kaynaklanmıştı. Şimdi sana yazıyla yanıt vermeye kalkıyorsam, bu yanıtta da yine pek çok boşluk kalacak, çünkü söz konusu nedeni kaleme alırken, senden duyduğum korku ve bunun yol açacağı sonuçlar sana karşı özgür davranmaktan beni alıkoyacak, konunun büyüklüğü belleğimle zekâ gücümü enikonu aşacaktır.

Bir Köpeğin Araştırmaları
Uzun süre insanların etkisi altında kaldığı için gerçek köpeklere nerdeyse yabancılaşmış bir köpeğin gözünden anlatılır.

Bir Köy Hekimi
Yeni bir avukatımız var: Dr. Bucephalus. Uzaktan bakıldığında Makedonyalı İskender’e yardım etmiş bir savaş atını andıracak tek özelliği yok. Fakat bu adı bilenler, avukatın görünüşünde kimi özellikler bulabilir yine de. Örneğin, geçen gün adliye sarayının dışındaki merdivenlerde akıldan yana şansı olmamış bir mübaşir gördüm: Dr. Bucaphelus, ayaklarını alışılmıştan yukarı kaldırıp mermerde çın çın öten adımlarla basamakları tırmanırken, mübaşir, at yarışlarını kaçırmayan bir küçük uzmana has bakışlarla, hayranlıkla onu izliyordu.

Ceza Sömürgesi
Kafka külliyatından seçilen biri kısa dört öykü, okuru, yazarın metaforlarla döşeli labirentler dünyasında heyecanlı ve alışılmadık bir okuma serüvenine davet ediyor. Okur, gerçek hayat ile Kafka öykülerindeki metaforların, imgelerin arasında yayılmış geniş bir derin uçurumda, her iki yanı birbirine bağlayıp bir anlam kurmaya çalıştıkça okumanın da bir ‘emek’ işi olduğunu fark ediyor. Ödülü büyük bir emek işi.

Dava
Gerçekdışı niteliğiyle Kafka’nın şaşırtıcı yapıtları arasında çok önemli bir yeri olan Dava, tamamlanmamış bölümleriyle birlikte yazarın ölümünden iki yıl sonra, 1926′da yayımlanmıştır.Bir sabah ansızın tutuklandığını, ama normal yaşamına devam edebileceğini öğrenen Josef K. neyle suçlandığı bildirilmediği için önce bunu bir şaka sansa da, kısa sürede durumun ciddiyetini kavrar. Ancak ne mahkemeye çıkarılır ne de savcılarla görüşebilir. Çalıştığı bankada, kaldığı pansiyonda, gittiği yerlerde herkes, anlaşılmaz bir biçimde bu davadan haberdardır.”Yitirmişliğin yazarı Kafka; var oluşun kendisini alaycı bir umutsuzlukla, yenilgiyi baştan kabullenerek karşılar; çünkü o, yitmişlik ve yitirmişliğin yazgı ortağıdır da; Hıristiyan diyarında yaşayan bir Yahudi’dir, sanat sevmez bir aileden geliyordur; ana dilini konuşamadığı bir ülkede yaşıyordur…Yazarın Dava adlı bu yapıtı da bir yitirilmişliğe ayna tutarak, gücü ellerinde bulunduranların bir yaşamı sessiz ve rahatça ortadan nasıl kaldırıldığını yansılar: Keskin alaycı, umutsuz.

Dönüşüm (Değişim)
Yaşamın sorgulama gereği duyulmayan kemikleşmiş kurallarına, insan ilişkilerindeki kalıpsallığa bir başkaldırının öyküsü Değişim. Gregor Samsa’nın, bilincini yitirmeden, sadece görünüşte bir böceğe dönüşmesi, fakat hala kendisi olduğunu bir türlü ailesine ve çevresine anlatamamasının tragedyası. Eleştirmeyen, teslimiyetçi birey kimliğine açık bir başkaldırı. Değişim, 37 yaşında ölen Kafka’nın yaşarken birçoğunu yaktığı, ölürken de dostu Max Brod’a kalanların yayınlanmamasını vasiyet ettiği kitapları yanında güvenle yayınladığı, dünya klasikleri arasında tereddütsüz yerini alan dev eseri.

Duruşma
Bu zorlayıcı ve isabetli roman, modern bürokrasinin anlamsızlığını ve gelmekte olan totalitarizmi anlatıyor.— Mordecai Richler-
‘Birisi Joseph K. ile ilgili olarak yanlış bir suçlamada bulunmuş olmalıydı, çünkü yanlış bir şey yapmamasına rağmen bir sabah tutuklandı.’ Bu ilk cümleden itibaren, terörü diğerlerinden daha iyi algılayan bir romanda, K. var olma hakkı için yargılanmaktadır. Bu romanın İngilizce çevirisini yapan İdris Parry, yazdığı giriş bölümünde Duruşma ile Kafka’nın Felice Bauer’le bozulan nişanı arasındaki ilişkiyi işaret etmektedir.
“Bu eserin kaderi ve belki de büyüklüğü, her şeyi sunması, ama hiçbir şeyi teyit etmemesinde yatmaktadır.”

Günceler
Kafka’nın günceleri 1910–1923 (40 yaşında öldüğü tarihten bir yıl öncesi) tarihleri arasını kapsamaktadır. Günceler, bize yaşamış olduğu olağanüstü iç dünyasını yansıtırlar. Belki de ondan yarattıkları acıdan kurtulmak amacıyla burada, korkularını, yalnızlığını, düş kırıklıklarını, suçluluk duygularını, dışlanmışlık duyumsamalarını açıklamıştır. Aralarda gerçek yaşama atılan kısa bakışlar, taptığı babası ile ilgili anılar ve evlenemediği kadınlar yer alır. Ve bu kişisel yaşam kaydıyla, Kafka; bir yazar olarak, gerçek ifade biçimini aramakta ve deneylemektedir.Belki de çağının en ilginç yazarıydı.Garip ve insanı şaşırtan bir dahiydi!

Mavi Oktav Defteri
Her insan içinde bir oda taşır. Bunu işitme duyusuyla bile kanıtlamak mümkündür. Diyelim ki gecedir, dört bir yanda sessizlik hüküm sürerken biri seri adımlarla ilerlemektedir; bir kulak kabartan çıkarsa, duvara tam tutturulmamış bir aynanın takırdamasını işitebilir örneğin.

Metamorfoz
Franz Kafka, en kişisel engellemelerini, kaygılarını ve fantezilerini, zamanın çok ötesinde yaratıcı hikâyeleri romanlarına taşıyarak, şaşkın ve korkmuş yirminci yüzyıl insanlarının evrensel sözcüsü olmuştur.O, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun bir sömürge karakolu olan Prag’da yaşayan biri, Bohem dili konuşulan Prag’da Almanca konuşan topluluğun bir üyesi, Almanca konuşanlar arasında bir Yahudi, Yahudiler arasında da tam bir bireyciydi. Ama kendisi dâhil olduğu bütün azınlıkların konumunun üstündeydi. Bu kitaptaki beş hikaye, Kafka’nın dorukta olduğu dönemde yazılmıştır; hepsi o hayattayken güvenilir versiyonlarla yayınlanmıştır. Bu hikâyelerin her biri, onun düşüncesinin birçok yönünün, başlıca konularının ve tarzlarının, sürekli saplantılarının tam anlamıyla birer örneğidir.

Milena’ya Mektuplar
Çek asıllı yazar Franz Kafka 1883 yılında Prag’da doğdu. Ana dili Almanca olduğu için tüm yazılarını Almanca yazıyordu. Milena’da Kafka’nın yazılarını Çekçe’ye çeviriyordu. Tanışmaları bu sayede oldu. İlk başlarda arkadaşça mektuplaşmaya başladılar ama bu arkadaşlık zamanla büyük bir aşka dönüştü. 2 âşık sadece 2 ya da 3 kez görüşebildiler.Bu kitapta Kafka’nın Milena’ya yazdıkları mektuplara yer verildi. Çünkü Milena’nın Kafka’ya yazdığı mektuplar hiç ele geçmedi ve ne oldukları da asla bilinemedi.

Ottla’ya Ve Ailesine Mektuplar
Kafka, kız kardeşi Ottla’ya (ve diğer aile bireylerine) yazdığı bu mektuplarda sevecen, yardımsever, şakacı bir ağabey ve bulunmaz bir arkadaştır. Hartmund Binder’le Klaus Wagenbach tarafından baskıya hazırlanan bu kitapta; Kafka’nın alçakgönüllülükle gururu, fedakarlıkla bağımsızlığı, ürkeklikle cesareti şaşmaz bir denge içinde kendisinde barındıran saf, dürüst ve tutarlı bir insan olarak gördüğü kız kardeşi Ottla’ya 25 yıl boyunca yazdığı mektuplar ve kartlar yer almaktadır.Kafka, zaman zaman kaçıp sığındığı, sırdaşı olan ve yaşamı Auschwitz Toplama Kampı’nda sona eren kızkardeşi Ottla’ya yazdığı bu mektuplarda sıcak ve sevgi dolu bir ilişkinin, dostluğun örneğini vererek biraz daha yaklaşıyor bize.

Sevgili Felice’ye Mektuplar
“O kadının kim olduğunu fazla merak etmiyordum, onu hemen olduğu gibi kabul etmiştim. Kemikli ve anlamsız yüzü, anlamsızlığını hemen ortaya koyuyordu. Boynu çıplaktı. Bir bluzu öylesine giyivermişti. Çok evcimen görünüyordu…” Bu, Kafka’nın, arkadaşı Max Brod’un Prag’daki evinde, 13 Ağustos 1912 yılında Felice Bauer’i ilk gördüğünde edindiği izlenimdi. İlgi duymamış olmasına rağmen, güncesini ilgi çekici bir notla tamamlıyordu: “Ona ilk kez dikkatli olarak otururken baktım, oturduğumda ise sarsılmaz bir fikre sahip olmuştum.”Idris PARRY
İki kez nişanlandığı Felice Bauer, Kafka’ya Duruşma adlı romanını yazmasında ilham kaynağı olmuştur. İlginçtir ki, Kafka aşk ateşiyle yanarken edebi kimliğinin en üst noktasına ulaşmış ve bu gücü kaybedeceğinden korktuğu için de çoğu zaman ilişkisini bir evliliğe götürmemek için çeşitli ‘gerçek bahaneler’ ortaya koymuştur. Kafka’nın edebi kimliği, ancak günceleriyle ve mektuplarıyla tam anlamıyla kavranabilir.

Şarkıcı Josefine Yada Fare Ulusu
Yaşamının ve yapıtının ortak yanı, Camus’nün dediği gibi “her şeyi sunmak ve hiçbir şeyi doğrulamamak”… Biraz da yaşamayı, bir savaş, ama önceden yitirilmiş bir savaş olarak görmek… Yazılarının büyük bir bölümünü yarım bırakması bunun bir göstergesi olabilir mi? Peki, kendi açık isteğine rağmen yapıtlarının tanınması ve bunca sevilmesine ne demeli?Franz Kafka’dan içinizdeki donmuş denizin buzlarını kırıp parçalayacak 28 öykü…Şato;
Egemenliğin kurumsallaşmış alanı olan bürokratik düzeneğin dişlilerine takılıp kalmayı, ileriye doğru bir adım bile atamamayı görünürleştiriyor Şato ile Franz Kafka; sınırlarının genişliği kestirilmeyen bir yerleşimde, “Yeryazımcı” kahramanıyla, statükoyu kırmayı, iktidarın nerelere kadar yayılıp örgütlenebileceğine ilişkin bir taslak çıkarmak deniyor; olanca mutsuzluklarına rağmen, özgürleşemeyen, belki de özgürleşmek istemeyen köylüleri o bildik, acılı alaylı biçemiyle okurun bilincine kazıyor.

Taşrada Düğün Hazırlıkları
Antreden gelip büyük kapı boşluğuna ayak atan Eduard Raban baktı ki, yağmur yağıyor. Ufak ufak serpiştiren bir yağmur.Hemen önündeki yaya kaldırımdan değişik adımlarla pek çok insan geçiyordu. Bazen aradan biri çıkıyor, yoldan vurup karşıya seğirtiyordu. Küçük bir kız, yorgun bir köpekçik taşıyordu ileriye doğru uzanmış ellerinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder